- 30 Mart 2023
- Yayınlayan: Kavşak
- Kategori: Bloglar
Hazırlayan: WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Sürdürülebilir Kentsel Gelişim Kıdemli Yöneticisi Dr. Çiğdem Çörek Öztaş
Kentlerin, sanayileşme ve nüfus artışına bağlı olarak hızla büyümesi, yaya ve atlarla sağlanan ulaşım hizmeti dışında farklı alternatiflere ihtiyacı ortaya çıkardı. Bu ihtiyacın ve ihtiyaca yönelik teknolojik gelişmelerin etkisiyle de toplu taşıma alternatifleri arttı.
İlk olarak 1600’lerin başında Londra ve Paris’te fayton taksiler hizmete girdi. 1800’lerde ise, toplu taşıma amacıyla kullanılan ve atlar tarafından çekilen büyük arabalar olan omnibüslerin sokaklara çıkmasıyla, toplu taşımacılık süreci de başladı. İlk defa 1825’te Fransa’nın Nantes şehrinde kullanıldığı bilinen omnibüsler, aynı dönemlerde Londra’da da çok yaygınlaşmıştı. 1832’de, Londra’nın etrafında dolaşan 400 atlı omnibüs olduğu bilinmekteydi. Toplu taşıma serüvenine yine erken dönemlerde başlayan İstanbul’da ise 1869 tarihli sözleşmeyle ve imtiyaz şeklinde olmamak şartıyla kentin uygun görülecek yerlerine omnibüs çalıştırma izni İstanbul Tramvay Şirketi’ne verildi. Aynı dönemlerde New York, Boston, Londra, İstanbul da dahil olmak üzere dünyanın başlıca kentlerinde tramvay ve banliyö demiryolu hizmeti de başladı. Toplu taşımacılık dönemsel olarak gelişti, yenilendi.
Sonraki yüzyılda ise hızlı ulaşım altyapısının gelişimine paralel olarak; imalatta yaşanan yenilikçilik, orta sınıfın büyümesi ve özel araç kullanımını talep etmesiyle birlikte özel araçlar yaygınlaştı.
Ancak günümüzde, iklim değişikliği ve kentsel tıkanıklığın etkisiyle politika yapıcılar ve şehir yetkilileri, vatandaşlara sürdürülebilirliğin de ön planda tutulduğu ulaşım hizmetini vermek için teknolojiden ve çağın getirdiği ihtiyaçlardan faydalanarak planlama ve uygulama yapmaya yönelik baskı altında. Birçok yerel otoritenin toplu taşıma sistemlerini çeşitlendirmek ve yaygınlaştırmak için yeni girişimler başlattığını görebiliriz. Gelişmeler yaşandıkça ve yenilikler yapıldıkça da sektörler arası ve sektör içinde de paydaşlar arası
işbirliğinin ön plana çıktığı yeni bir dönem görüyoruz.
Kavşak Ağı Mikro Hibe Desteği
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Sivil Toplum Aracı ve Medya – Sivil Toplum Ağlar ve Platformlar Destekleme Programı kapsamında hazırlanan “Türkiye Sürdürülebilir Kent içi Ulaşım Ağı (KAVŞAK)” projesi de sektörler arası ve paydaşlar arası iletişim ve işbirliğini geliştirmek amacıyla oluşturulmuş bir ağ. KAVŞAK Ağı, insanı ve çevreyi önceliklendiren; sürdürülebilir ulaşım sistemlerine odaklanan ve toplumun tüm kesimlerinin erişilebilirlik ve hareketlilik ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışan bir ağ. Bu hedefleri gerçekleştirmek için, alanının öncüsü olan kurum ve kuruluşlarla birlikte hareket etme ve birbirinden öğrenme kültürünü geliştirmek ve gelecek yıllar için bu kültürü artık bir sistem haline getirmek de temel amaçlar arasında.
Bu amaçları gerçekleştirmek için proje kapsamında kullanılan yöntemlerden birisi de Mikro Hibe Programı oldu. KAVŞAK Ağı Mikro Hibe Programı, sivil toplum kuruluşları liderliğinde kurulan ve kamu kurumları, özel sektör kuruluşları ve akademik kuruluşları içeren 4 konsorsiyumun yerelde sürdürülebilir kent içi ulaşımı destekleyen projelerine toplamda 12.000 Avro fon sağladı.
Mikro Hibe Programı’ndan faydalanmaya hak kazanan projelerden biri olan “Şeridi Paylaş Güvenle Ulaş” Projesi ile Sakarya’da bisikletin yaygın ve güvenilir bir ulaşım aracı olması için, araç sürücülerinin ve bisikletlilerin empati anlayışlarının arttırılması, farkındalık oluşturulması, sürücü ve bisiklet kullanıcılarının trafik kurallarına uymaları için bilinçlendirilmesi amaçlandı.
Proje kapsamında Sakarya’da trafikte yer alan tüm paydaşlar bir araya getirildi ve şehrin sürdürülebilir ulaşımla ilgili eksiklerinin ve geliştirilmesi gereken konuların neler olduğu tartışıldı. Proje kapsamında bisiklet kullanıcıları ve toplu taşıma araç şoförlerine yönelik empati eğitimleri verildi ve her iki gruba da yasal çerçeve, trafikte dikkatin, görünürlülüğün önemine dair bilgilendirmeler yapıldı.
Mikro Hibe programından faydalanan bir diğer proje “İzmit Çarşısı Bisiklet Kurye Ağı” ile kent içi paket teslimatlarının sürdürülebilir ulaşım yöntemleri ile sağlanması amaçlandı. İzmit’te hali hazırda aktif olarak işleyen Good4Trust İzmit Çarşısı temel ilkelerinden biri olan çevreye ve doğaya dost üretim ve türetimin paket teslimatı etabını bisiklet kurye kullanarak çevreci hale getiren proje ile üretici-türetici iletişimi de desteklendi. İzmit’te bisiklet yolları ve bisikletli öncelikli trafikteki tüm kullanıcılarının güvenliğinin geliştirilmesi adına da sorunlar gündeme getirildi ve iyileştirilme çalışmaları başladı. Proje kapsamında hazırlanan rehber kitapçık ile de bisiklet kurye projesini kendi bölgelerinde uygulamak isteyen şehir ve kurumlara yön gösterici olunması hedeflendi.
KAVŞAK Ağı Mikro Hibe Programından destek alan bir diğer proje “Oyun Alanlarına Güvenli Rotalar” Projesiydi. Proje ile İzmir Bayraklı ilçesinde çocukların kent içerisinde en çok hareketlilik gösterdikleri yer olan oyun alanlarına giden yolların güvenliğinin ve erişilebilirliğinin geliştirilmesine ve yerel yönetimleri çocuk dostu ulaşım politikasının oluşturulması yönünde harekete geçirilmesine katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Bu kapsamda farkındalık geliştirilmesine yönelik bir video hazırlandı ve diyalog toplantısı düzenlendi.
Destek alan bir diğer proje ise “Toplu Taşımaya Ulaşan Kadın – TOPUK” projesiydi. Proje ile kadınların toplu taşımaya erişimini güvenli, emniyetli ve konforlu hale getirmek için katılımcı yöntemlerle birlikte mekansal müdahaleler geliştirilmesi amaçlandı. Bu kapsamda pilot alan olarak Maltepe İlçesi’nde yer alan Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi (TSKM) belirlendi. Proje analiz, tasarım ve uygulama olmak üzere 3 modül olarak kurgulandı. Her aşamada katılımcılık ön planda
tutuldu. Çalıştay ve anket çalışmalarının yanı sıra, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi ve çevresinin yer aldığı bir maket çalışması, alanın kullanıcılarının gözlemlerini alarak geliştirmek amacıyla kullanıldı ve mekan özelinde öneriler sunulması sağlandı. Mimarlık, iç mimarlık, şehir planlama, endüstri ürünleri tasarımı gibi farklı tasarım disiplinlerinde okuyan
veya yeni mezun kişilerin katılımıyla gerçekleştirilen tasarım maratonunda ise sunulan görüşlerden yola çıkılarak 8 farklı tasarım fikri geliştirildi. Tüm bu çalışmaların çıktısı olarak, belirlenen pilot alanda taktiksel şehircilik anlayışını temel alan sokak uygulama etkinliği düzenlendi.
Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi önündeki yan yol ve İETT otobüs durağından başlamak üzere kültür merkezinin batısındaki Nar Sokak’ı kapsayan alanda zemin yuvarlak şekiller ve çeşitli renklerle boyanarak yaya kaldırımı genişletildi ve alana yönelik farkındalık oluşturuldu. Sokakların yayalar için daha güvenli hale gelmesi için araçların hızlarını düşürmelerini sağlayacak dikkat çekici renkler tercih edildi ve trafiği sakinleştirmek için araç yolları daraltılarak yayaların
vakit geçirebileceği alanlar oluşturuldu. TSKM’nin bahçesinde bulunan çok yıllık ağaçların gövdelerinde budama yapılarak yaya yollarının daha ferah ve görünür olması sağlandı. Çocukların oynayabileceği ahşap oyun birimleri hazırlandı, modüler oturma birimleri katılımcılar tarafından birleştirilerek son haline getirildi ve alanda yerleştirilerek kullanıma açıldı.
Tüm projelerde işbirliği ve katılımcılık en fazla öne çıkan ve projelerin gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan ana unsurlardı. Kamu, özel sektör, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesiyle ve halkın sahiplendiği ve katılımcı olduğu bir yapıyla yürütülen projelerde, oluşturulan konsorsiyumların dışında, bu projelerin devamını sağlayacak ve farklı etaplara taşıyacak ve aslında kentsel hareketliliğin temel direğini oluşturan yenilikçi iş birlikleri de geliştirildi.