- 1 Şubat 2021
- Yayınlayan: Kavşak
- Kategori: Bloglar
Hazırlayanlar: WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Y. Şehir Plancısı Murat Ölmez ve WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Kentsel Gelişim ve Erişilebilirlik Yöneticisi Çiğdem Çörek Öztaş
Yönetişim Kavramı
Ulus devletlerin toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişim vaatlerini merkeziyetçi yönetim modeliyle gerçekleştiremediğinin kabulüyle birlikte, devletin gücünün azaltılması ve bu gücün toplumun farklı aktörleri arasında dağıtılması fikri kabul görmeye başladı (Arıkboğa, 2004). Yerelleşme anlayışının ve internetin yaygınlaşması gibi gelişmelerle etkinliği artan sivil toplumun karar alma süreçlerine dahil olma talebi, basın kuruluşlarının ve özel şirketlerin güvenilirliği artarken devlete/kamuya duyulan güvensizlik ortamında sorgulanan kamunun şeffaflığı, vatandaşları paydaş olarak tanımlayan kamu yönetimi anlayışının yaygınlaşması gibi gelişmeler, yönetim anlayışının yerini yönetişim anlayışının almasına zemin hazırlamıştır (Toksöz, 2008).
İlk kez Dünya Bankası tarafından 1980’li yılların sonunda kullanılan yönetişim kavramı, sonrasında diğer uluslararası finans kuruluşları tarafından da benimsendi. İlk kullanıldığında kavram, finans kuruluşlarının ulus devletlere verecekleri borçlar için ön şart olarak ülkelerde yapılması gereken siyasal ve toplumsal reformları tanımlamaktaydı (Çulha Zabçı, 2002). Yönetişim kavramı, direkt olarak yönetim yetkisinin ve karar alma süreçlerinin paylaşımıyla ve devlet organlarının yetkilerinin azalmasıyla ilişkilendirildi. Bunun yanında, farklı düzeylerde yaptırım gücü olan aktörlerin oluşturduğu geniş etkileşim ortamı, aktörlerin iş birliği usulleri ve iş birliği süreçlerinin karmaşıklığına odaklanıldı. Günümüzde yönetişim kavramı birçok farklı alanda kullanılmakta ve bu durum kavramı açıklanması güç, karmaşık ve esnek bir hâle getirmektedir. Bununla birlikte, yönetişim kamu yararı ve kamusal değerlerin ve dolayısıyla ulaşım politikalarının üretiminin ve uygulanmasının ayrılmaz bir parçası olarak görülmektedir (ECLAC, 2018).
Sürdürülebilir Ulaşım ve Yönetişim
Yönetişim kavramının ekseni olduğu konulardan birisi de altyapı politikaları olduğundan, daha da özelleştirilerek bu yazı kapsamında ele alınacak olan konu sürdürülebilir ulaşım politikaları olarak seçilmiştir. Yönetişim kavramıyla birlikte ulaşım politikalarını ele alan çalışmalar, genellikle ulaşım olgusunun bir alt sektörüne odaklanmakla birlikte yerel, bölgesel ya da uluslararası ölçekte gerçekleşen deniz, kara, hava, demiryolu gibi farklı sektörlerde çeşitlenmektedir (ECLAC, 2018). Altyapı projelerinin planlanan zamanda, planlanan bütçeyle bitmemesi ve hedeflenen hizmet sunumuna ulaşamamasının temel nedenlerinden biri olarak kötü yönetişime işaret edilmektedir (OECD, 2015).
Kentlerde altyapı yatırımlarının büyük bölümünü oluşturan ulaşım, yönetişim araçlarının geliştirilmesi gereken en önemli sektörlerden biri konumundadır. Özellikle kentsel arazi kullanımıyla entegre ilerleyen, yalnızca hareketlilik verilerine değil erişebilirlik kalitesini artıran çıktılara odaklanan, belirli bir strateji ve bu stratejinin bütüncül hedefleriyle ve araçlarıyla şekillenen sürdürülebilir ulaşım ise planlama sürecine etkin katılımı önceliklendirir (Gerçek, 2005).
Sürdürülebilir ulaşımı yukarıda sayılan özellikleriyle birlikte uygulamaya geçirmenin yaygın araçlarından birisi de Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planlarıdır (Sustainable Urban Mobility Plans-SUMP). Avrupa Komisyonu’nun 2009 tarihli “Action Plan on Urban Mobility” ve 2011 tarihli “Transport White Paper” belgelerinde yer alan önerilerle gündeme gelen SUMP’lar, geleneksel ulaşım planlaması yaklaşımının idari sınırları temel alan yaklaşımını değiştirerek, kentliler için fonksiyonel kent alanı ve çevresinde daha sürdürülebilir ve kaliteli bir stratejik hareketlilik planı önermektedir. SUMP yaklaşımı, klasik ulaşım planlaması yaklaşımındaki yukarıdan aşağıya kurgulanan planlama ve uygulama süreçlerini, insan odaklı planlama yaklaşımı ve katılımcılık kavramıyla aşağıdan yukarıya doğru yeniden kurgulamaktadır. Bu yönüyle SUMP’lar, birçok disiplinde farklı yönleriyle tartışılan yönetişim kavramını sürdürülebilir ulaşım planlaması sürecine dahil eden, güncel bir araç olarak benimsenmiştir (European Comission, 2013).
STK’lar, özel şirketler, yerel yönetimler, araştırma kurumları, akademi ve kamu kurumlarının birlikte yer aldığı sektörler arası ağlar ve platformlar da son yıllarda yönetişim araçlarının sıklıkla kullanıldığı mekanizmalara örnek teşkil etmektedir. Bu konuda referans gösterilebilecek en önemli organizasyonlardan birisi de 2015 yılında Hollanda’da çalışmalarına başlayan Tour de Force ağıdır. 1990’lı yıllarda bisiklet politikaları yetkisinin merkezi yönetimden il ve belediye yönetimlerine verildiği Hollanda’da, Tour de Force ağının kuruluşu bisiklet politikalarının belirlenmesinden, yetki paylaşımından sonra ikinci dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. 2027 yılında 2017 yılındaki bisiklet ağını %20 artırmayı hedefleyen Tour de Force; il yönetimleri, belediyeler ve merkezi yönetimin yanı sıra, araştırma kurumları, STK’lar gibi kurumları da ağlarına dahil etmekte ve karar alma süreçlerinde aktif rol alma başarılarını bununla ilişkilendirmektedir (Tour de Force, 2021).
Türkiye’de Yönetişim Süreçleri Sürdürülebilir Ulaşıma Nasıl Dahil Ediliyor?
Türkiye’de yönetişim kavramı, 1996 yılında İstanbul’da düzenlenen HABITAT II Konferansı’yla gündemimize girdi, ancak kavramın yaygın bir şekilde tartışılmaya ve uygulamalarının görülmeye başlanması ulusal tarihte önemli yer tutan iki olay sonrasında gerçekleşti. Birincisi, Marmara Depremi’nin topluma ve bölgeye verdiği hasarın giderilmesinde sivil toplum kuruluşlarının etkin katkısı; ikincisi ise Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne aday olmasının resmi olarak açıklanmasıdır (Toksöz, 2008).
Farklı alanlarda yönetişim yaklaşımının ülkemizde benimsenmesine karşın, bu konuda eksikliğin hissedildiği alanlardan birisi de sürdürülebilir ulaşımdır. Bu sebeple, WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in yürütücüsü olduğu Türkiye Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Ağı Projesi, “daha demokratik sivil topluma olanak sağlamak için politika oluşturmak, demokratik yönetişim ve sosyal değişimde daha büyük etkiler elde edebilecek geniş bir paydaş çeşitliliğine sahip, etkili bir sürdürülebilir kent içi ulaşım ağı oluşturmak” amacıyla geliştirilmiştir.
Şubat 2020’de faaliyetlerine başlayan proje kapsamında Eylül 2020’de KAVŞAK adıyla Türkiye Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Ağı kuruldu. WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler tarafından yürütülen proje; Aktif Yaşam Derneği, UCLG-MEWA, UITP ve Yaşama Dair Vakıf’ın da dahil olduğu 5 kurumun ortaklığında yürütülmektedir. Ağın faaliyetleri kurgulanırken farklı uzmanlıkları bulunan proje ortakları ve üye olan kurum ve kişiler arasında kurulacak karşılıklı deneyim paylaşımına önem verilmiştir.
KAVŞAK Ağı; STK’lar, yerel yönetim birimleri, araştırma kurumları, akademi, finansal kuruluşlar, medya/ basın kuruluşları, enformel gruplar gibi çok çeşitli sektörlerden üye kabul etmeye devam etmektedir. Ağın yönetişim yaklaşımını geliştirmeye yönelik hedefleri; üye kurumlara sürdürülebilir ulaşım alanında karar alma süreçlerine dahil olabilmeleri için gerekli kapasite gelişim imkânları sunmak ve sürdürülebilir ulaşım alanında karar ve politika oluşturma süreçlerine sivil toplumun, özellikle savunmasız gruplarla çalışan örgütlerin katılımını sağlamak olarak özetlenebilir.
Proje kapsamında sektörde yer alan paydaşların analizi, sektörel boşluk analizi, 10 çevrim içi öğrenme modülü ve 10 webinar, 3 projenin mikro hibeyle fonlanması, Türkiye’den üye kurumlarla ortak proje geliştirebilecek potansiyel uluslararası paydaşlara ilişkin veritabanı, Türkiye’nin 7 bölgesine yapılacak tanıtım günleri, 2 yurtdışı inceleme gezisi, sürdürülebilir kent içi ulaşım eylem planı çıktılarının hazırlanması planlanmaktadır.
NOT: Bu yazının orijinali Tasarım Rehberleri tarafından hazırlanan Spektrum serisinin 2021 Ocak ayı sayısında yayımlanmıştır.” Yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz: https://www.tasarimrehberleri.com/yayinlar/spektrum/
Kaynaklar
Arıkboğa, E. (2004). Yönetimde Değişim Süreci ve Yönetişim: İstanbul Konseyi Örneği (Doktora Tezi). Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Çulha Zabçı, F. (2002). Dünya Bankası’nın küresel pazar için yeni stratejisi: Yönetişim. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 57 (3), 151- 179. https://doi.org/10.1501/SBFder_0000001758
ECLAC. (2018). Transport Governance: Theoretical and Policy Perspectives. Facilitation of Transport and Trade in Latin America and the Caribbean. Erişim: Ocak 2021, https://repositorio.cepal. org/bitstream/handle/11362/44246/1/S1800932_en.pdf
European Comission. (2013). Guidelines: Developing and Implementing a Sustainable Urban Moility Plan. Brüksel: European Comission.
Gerçek, H. (2005). Sürdürülebilirlik Açısından Ulaştırmanın Bugünü ve Geleceği. Ulaştırma Kongresi. İstanbul: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi.
OECD. (2015). Towards a Framework for the Governance of Infrastructure. Paris: OECD
TESEV. (2008). İyi Yönetişim El Kitabı. İstanbul: TESEV Yayınları
Tour de Force. (2021, Ocak 4). Tour de Force. Erişim: Ocak 2021, https://fietsberaad.nl/Tour-de-Force-English/Home